Mühür Hakkında Bilgiler-Peygamberimizin Mührü


Mühür farsçadır, Türkçesi “damga”, Arapçası “hâtemdir.” Çok eski tarihlerden itibaren kullanılan mühür, bir madenden veya taştan yapılır ve imzâ yerine kullanılırdı. Mührün en mühim faydası emniyettir.

Mühür kazıyan “hakkâk” en iyi hattâtlardan ders alır ve usta bir hakkâk yanında en az yedi sene çıraklık eder, birkaç sene kalfalıktan sonra “peştamal kuşanarak” usta olurdu.

Mühür üzerinde sâhibinin alâmeti olacak ismi yahut sâhibin tercihine göre münâsib bir tâbîr, bir duâ kelimesi bulunurdu. Mühürler ıstampanın kullanılmadığı devirde mum isine tutulduktan veya serçe parmağa mürekkeb sürüldükten sonra kâğıdı biraz yalayıp ıslatarak istenilen yere kuvvetlice bastırılmak sûretiyle yapılırdı. Bazan de kırmızı renkteki mum eritilerek kâğıda damlatılır ve soğumadan biraz ıslatılmış mühür muma bastırılırdı.


Peygamber Efendimiz (s.a.v) sağ elinin yüzük parmağında taşıdığı ve üzerinde “Muhammedün Resûlüllâh” yazan yüzüğünü mühür olarak kullanırdı. Bu yüzüğü Hz. Ebûbekr, Hz. Ömer ve Hz. Osman hilâfet mührü olarak kullandılar. Bu yüzük Hz. Osman’ın (r.a.) halifeliği devrinde Eris kuyusuna düşdü ve kayboldu.

Osmanlı sultanları zümrüd üzerine hakkedilmiş, yüzük şeklinde mühürler taşırlardı. Saltanat başka bir pâdişâha intikâl ettiği vakit eski sultânın mührü saray hazînesine konulurdu. Sultânlardan hakkâk olanlar da vardı. Sultân Birinci Mahmûd Han kazıdığı mühürleri sattırır gelirini fakirlere verdirirdi.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kula%C4%9F%C4%B1m%C4%B1z+Neden+%C3%87%C4%B1nlar