Nakşibendiliğin İstanbul'a Ulaşması


Fatih Sultan Mehmed Han’ın fetihten sonra gerçekleştirdiği en önemli işlerden birisi, İstanbul’u bir ilim ve irfan merkezi haline getirmesidir. Kendisi de bir âlim, arif ve şair olan Sultan, devrinin mümtaz zatlarını İstanbul’a getirebilmek için kendine has usuller kullanmıştır.
İstanbul’un fethiyle buraya ulaşan Nakşibendîlik, Beyazıt zamanında hem müesseseleşmiş, hem de tekâmülünü devam ettirmiştir.
Emir Buhari, Molla İlahi’den sonra Nakşibendî müritlerinin Anadolu’daki ikinci büyük piri olarak kabul edilmektedir. 
Bilindiğinin aksine Nakşibendiyye, Muhammed Bahaeddin-i Buhari tarafından tesis edilmemiştir. Nakşibendiyye, bir silsilenin devamıdır. Bu silsilenin başı Peygamber Efendimize dayanmaktadır. 

Muhammed Bahaeddin-i Buhari Hazretleri de bu silsilenin beş önemli kutbundan biridir. Bu silsile her dönemde farklı isimler almıştır. Hazreti Ebu Bekir döneminde Sıddıkıyye olarak anılırken, Muhammed Bahaeddin-i Buhari döneminde ise Nakşibendîyye olarak adlandırılmıştır. Nakşibendiyye bu silsilenin en meşhur ismidir. Ancak şunu söyleyebiliriz Nakşıbendiyye daha çok Orta Asya’da şümül bulmuşken, Fatih’in âlimlere olan sevgi ve muhabbeti ile İstanbul Nakşıbendiyye ile tanışacaktır.
Fatih Sultan Mehmed Han’ın döneminde yaşayan Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin şöhreti İstanbul’a kadar ulaşmıştır. Sultan Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerini ve Molla Cami’yi İstanbul’a davet etmiş ve bununla birlikte Nakşibendî erkânına ilgi duymalarına sebep olmuştur. Gerek Molla Cami gerek Ubeydullah-ı Ahrar bu davete icabet edemese de, kendi yetiştirdiği Molla İlahi ve torunu Emir Buhariyi İstanbul’a göndermiştir. Nakşibendîlik Anadolu’ya bu zatlar vasıtasıyla girmiştir. İkinci Beyazıt’ın Abdullah İlahi’yi Anadolu’ya davet etmesi ve onun da, halifesi Emir Buhari’yi İstanbul’a göndermesi neticesinde, Nakşibendîlik İstanbul’da yavaş yavaş yayılmıştır.


Orta Asya’dan Abdullah İlahi ile birlikte Buhara’dan Anadolu’ya gelen Emir Buhari de İstanbul’a ilk geldiği zaman Vefa Tekkesi’nde kalmıştır. Şeyh Vefa’nın tekkesi, devrin âlim, arif ve şairlerinin uğradığı bir mekân haline gelmiş, adeta münevverlerin toplandığı bir ocak olmuştur. Emir Buhari, Kütahya Simavlı Abdullah İlahi’den sonra Nakşibendiyye tarikatının Anadolu’daki ikinci ismidir. İstanbul Fatih’te ilk Nakşibendî dergâhını getiren odur.
Şeyh Vefa’nın irtihali ile birlikte Vefa Tekkesi yavaş yavaş önemini kaybetmiş bununla birlikte, Emir Buhari ile gelen Nakşibendîlik İstanbul üzerinden dünyaya İslamiyet’in nurunu ve feyzini yaymaya devam etmiştir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kula%C4%9F%C4%B1m%C4%B1z+Neden+%C3%87%C4%B1nlar